AKP İstanbul Milletvekili ve eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, geçen haftalarda Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) başvurup, dokunulmazlığının kaldırılmasını istedi. Soylu dilekçesinde, “karalama ve iftira kampanyalarında cürüm yapıları ile fikir iştiraki ve işbirliği içerisinde olanların yıkıcılığına bigane kalmamayı, her anı sadakat, kararlılık ve fedakarlıkla dokunmuş uğraşın rövanşını almak isteyenlere karşı vazgeçilmez sorumluluk” tabirlerini kullandı.
İLGİLİ HABER:
Soylu’nun dilekçesine TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’tan yanıt geldi.
Sözcü muharriri Aytunç Erkin’in yazısına nazaran; Kurtulmuş imzalı cevapta şöyle denildi:
“Yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına ait süreçler üstte yer verilen Anayasa ve İçtüzük kararları çerçevesinde gerçekleştirilmektedir. Ayrıyeten Başkanlığımıza hakkınızda rastgele bir tezkere ulaşmamıştır. Bu açıklamalar doğrultusunda müracaatınız hakkında Başkanlığımızca yapılabilecek rastgele bir süreç yoktur.”
NE OLMUŞTU?
Eski İçişleri Bakanı ve AKP İstanbul Milletvekili Süleyman Soylu, yasama dokunulmazlığının kaldırılması istemiyle, 26 Temmuz Cuma günü TBMM Başkanlığı’na dilekçeyle müracaatta bulunmuştu. Hakkında yayımlanan haberlerin karalama ve iftira emelli yapıldığını öne süren Soylu, “milletin gözünde istifham ve soru işareti oluşturmayı amaçlayan şer odaklarıyla hukuk tabanında gayret etmenin zorunlu hal aldığını” tabir etmişti.
İçişleri Bakanlığı görevinden ayrıldığında bu yana bir yıl içerisinde aleyhinde, palavra, hakaret, karalama ve iftira içerikli olduğunu sav ettiği 11 bin 500 televizyon haberi, 1454 gazete haberi ve 628 köşe yazısı ile makale, 218 bin internet ve toplumsal medya haberi yapıldığını aktaran Soylu, “Hakkımda vazife dönemimize ilişkin TBMM’de rastgele bir hususta fezleke süreci bulunmamasına karşın, CHP Genel Liderleri ve sözcüleri, çeşitli tarihlerde sarf ettikleri mesnetsiz karalamalar ve iftiralarla dokunulmazlık zırhına sığınarak korunduğumu tekraren tabir edip, bu formda kamuoyunu bilerek yanlış yönlendirmişlerdir. Tekrar CHP Genel Liderleri ve sözcüleri, ülkemizin ayrılamaz bütünlüğünü yıllardır tehdit eden PKK terör örgütü ve onun siyasi birliktelik ve uzlaşı yürüttüğü Meclis’teki temsilcilerine, FETÖ ve DHKP-C’ye karşı yapmadıklarını, yapamadıklarını, söylemediklerini ve söyleyemediklerini, üstelik de onlarla birlikte, vazife yaptığımız periyoda ve şahsıma karşı, milletimizin gözü önünde eş vakitli bir kampanya yürütmektedirler” demişti.
Soylu, şu tabirleri kullanmıştı:
“Elbette ki demokrasiye ve hukuka olan bağlılığım, devletime olan sadakatim, milletimize karşı sorumluluğum ve Gazi Meclis’imizin iradesine olan hürmetim; yaptığımız misyonların ve verdiğimiz gayretlerin her bir anının doğruluğuna olan inancım gereği tüm bu karalama, iftira ve itibarsızlaştırma kampanyası karşısında, işbu yasama dokunulmazlığımın kaldırılması müracaatında bulunulması zaruriliği hasıl olmuştur. Misyonda bulunduğum periyotlarla ilgili hakkımda yürütülen karalama, iftira ve itibarsızlaştırma kampanyaları karşısında, hakkaniyetin ve gerçeklerin tecellisi için Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve TBMM İçtüzüğünün ilgili hususları çerçevesinde, yasama dokunulmazlığımın kaldırılmasının gereğini arz ederim.”